Herhalde Tribünde bu hafta yazısı yazmayalı birkaç sene oldu. Ama deneyelim bakalım. Tribünde bu hafta neler olmuş dünyanın dört bir yanında ki Göztepelilere aktarabilecek miyiz. Maça geldiğimde herhalde yaklaşık dördüncü dakikaydı hatta 10 aylık kızım ile beraber geldik her ne kadar o on dakika sonra sıkılıp ayrılmak zorunda kalsa da ben zorda olsa 90 dakika dayanabildim.
Bugün kapalı tribün yine dolmuştu açığın ortasında bir grup taraftarımız vardı. Kapalının solu ve açık birbirleriyle çok ahenkli olmasalar da gene 90 dakika Göztepe tribününün hakkını verdiler. Maça gelirsek aslında 10 aylık kızımın iyi bir futbol izleyicisi olduğunu söyleyebilirim. Çünkü iyi bir futbol izleyicisinin maksimum 10 dakika izleyebileceği bir maçtı. Hani tribünlere uyum sağlayıp tezahürat yapmasak veya kendi aramızdaki geyik zevk vermese herhalde uyurduk.
Takımımız finallerin heyecanına kapıldığından mıdır? Yoksa başka bir sebepten midir bilemem ama oldukça kötüydü. Bu futbolla finallerde neler yaparız düşüncesi tribündeki herkesin konuştuğu konuydu. Tam takım forvete çıkıp defansta derin derin bırakılan zaaflar mı uzaklaştırılmaya çalışılıp kendi kalemize doğru gönderilen toplar mı? Yengeç gibi yan yan pas atıp son pası taca atmalar mı? On metre etrafında Göztepeli bulunmayan rakip oyuncuya yapılan degajlarmı? Hangi birisini anlatsam. Nereden başlasam bilemiyorum. Açıkçası bu maçı iyi kötü finallere katılmanın rehaveti ile konsantre olunamayan bir maç olarak kayda alıp daha fazla üstünde konuşmadan geçelim.
Serginho’nun tüm liglerdeki türk futbolcularına ders verir gibi tek harekette attığı güzel golü saymazsakta haksızlık etmiş oluruz. Bu arada Serginhonun arkadan fotografı yılın spor fotografı seçilmiş kendisini bu konu ile ilgili ayrıca kutluyorum.
Hıdır hocanın veya Barış beyin çok işi var. Takımı alıp bir daha kampamı götürürler yok hepsini ayrı odalara kapatıp rehabilitasyon mu yaparlar bilmiyorum ama futbolcular finallere bu kafalarla giderlerse kısa zamanda dönerler onu biliyorum. Enverin oyundan çıkarken Serginho’ya yaptığı hareket gözlerden kaçmadı. Bu bile bir gösterge en kısa zamanda hangi ligde olduğumuzu unutup hangi takımda oynadıklarının farkına varmalılar.
Gelelim günün bir diğer konusuna maça geldim. Ve şöyle bir protokol tribününe bakayım dedim kim var kim yok amanın ilk sıra sağdan sola Sn. Orhan Daut, Sn. Levent Ürkmez, Sn. Çoşkun Gencerler, Sn.Ömer Dinçer tabi görevlerinden dolayı orada bulunan Sn. İsmail Hakkı Gül ve Sn. Abdül Batur’u saymıyorum. Diğer saygıdeğer büyüklerimizi en son ne zaman bir arada gördüm diye düşündüm ve aklıma Atlıspor kulübünde yapılan Şampiyonluk balomuz geldi. Evet Evet en son bu kadar neşeli ve bir arada orada görmüştüm. Büyüklerimizi .
Sağolsun o zaman Sn. Gencerlerden davetiye temin edip baloya katılmıştım. Ne geceydi. Bizim Şampiyon olduğumuz Altayın düştüğü haftanın hemen ardındandı. Sn.Priştina balodan ayrılana kadar Altay’dan bahsetmemiş sonra Sn. Ömer Dinçer önderliğinde Altayı anmıştık. Mükemmel bir caz gösterisi ile başlayan gece Sertab Erener ve Levent Yüksel ile sona ermişti. Her ne kadar onları bu gecenin Göztepe gecesi olduğu konusunda ikna edememiştik. Ama açıkçası mükemmel bir geceydi. O zamanki maaşımın yarısını verip gitmiştim ama deymişti. İnşallah daha güzellerini yaşarız.
Günümüze dönersek evet ne güzeldi bugün. Camia büyüklerimizi gene bir arada gene neşeli gördüm. Yeni Asır’ın balosundan Altınbaşın şeref tribününe gülen yüzler birlikte hep beraber iki olayın arasında mı?
Hadi canım sizde Unutun kötü günleri boş verin gitsin !!!!!!!!
Ha birde unutmadan Balo gecesinin en parlak yıldızı da Sn. Hamdi Türkmen’di o şimdi nerede bilmiyorum bu aralar hiç sesi çıkmıyor. Yenigün’ü Sn.Dinçer’e devrettikten sonra gene ortadan kayboldu Bakalım nereden çıkacak.
Ozkan Cengiz
There are 0 comments