Başlık en güncel ve son 2 gündür en çok bize sorulan soruların başında geliyor, neden böyle bir soru bir anda gündeme geldi. İlk önce bu konuyu masaya yatırırsak;
Çoğumuzun bildiği üzere Türkiye’de Uluslararası Finansal Rapolama Standartlarına tam uyumlu Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına finansal raporlamayı hangi şirketlerin yapacağını belirleme yetkisi Türk Ticaret Kanunu’na göre Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’na verilmiştir.
Kurum bu yetkisini 2012 yılında ilk kez kullandığında basit bir tanımlama ile Bağımsız Denetim Zorunluluğuna tabi şirketler Türkiye Finansal Raporlama Standartlarını uygulamak zorundadır diyerek konuyu net bir şekilde tanımlamıştır. 2012 yılından bu güne de bu süreç bu şekilde ilerlemektedir.
O zaman başlıktaki soru nereden çıktı? Bu sorunun kaynağı Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun 21.08.2014 tarihli kararı.
Kurul resmi gazete’de yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderdiği kararda iki ayrı başlık açarak bu başlık dışındaki şirketler için uluslararası finansal raporlama standartlarını ihtiyari hale getirmektedir.
2 başlık incelendiğinde Sermaye Piyasası Kanunu’na göre denetime tabi şirketler ile Bankacılık Kanunu uyarınca denetime tabi şirketlere TFRS’nin zorunlu olduğu ortaya çıkmaktadır. SPK ve BDDK kapsamı dışında ancak denetime tabi olan şirketlerin VUK’a göre mali tablo düzenleyip bu tablolara denetlenebileceği durumu ortaya çıktığı bazı meslektaşlarımız tarafından görüş olarak ortaya konulmaktadır.
Bu görüşün doğruluğunu ve yanlışlığını tartışabilmek için yapılacak bağımsız denetimin neden yapıldığını incelemek ve bunun içinde Türk Ticaret Kanunu’nun 397. Maddesini ve 398. Maddesini değerlendirmek lazım.
“MADDE 397- (1) Dördüncü fıkra uyarınca denetime tabi olan anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun finansal tabloları denetçi tarafından, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetlenir. Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da denetim kapsamı içindedir.”
“MADDE 398- (1) Şirketin ve topluluğun finansal tabloları ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetimi; envanterin, muhasebenin ve Türkiye Denetim Standartlarının öngördüğü ölçüde iç denetimin, bu Bölüm hükümleri anlamında 378 inci madde uyarınca verilen raporların ve 397 nci maddenin birinci fıkrası çerçevesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetimidir. Bu denetim, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kanuna ve esas sözleşmenin finansal tablolara ilişkin hükümlerine uyulup uyulmadığının incelenmesini de kapsar. Denetleme, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun belirlediği esaslar bağlamında, denetçilik mesleğinin gerekleriyle etiğine uygun bir şekilde ve özenle gerçekleştirilir. Denetleme, şirketin ve topluluğun, malvarlıksal ve finansal durumunun 515 inci madde anlamında dürüst resim ilkesine uygun olarak yansıtılıp yansıtılmadığını, yansıtılmamışsa sebeplerini, dürüstçe belirtecek şekilde yapılır.”
Yukarıda yer alan kanun maddeleri incelendiğinde ortaya çıkan durum Türk Ticaret Kanunu’na göre yapılacak denetimin sadece Finansal Tablo denetiminden ibaret olmadığı, yapılan bağımsız denetimin şirketin gerçek durumunu yansıtıp yansıtmadığının ve Türk Ticaret Kanununda açıkça tanımlanan “DÜRÜST RESİM” ilkesine uyulup uyulmadığının da denetlenmesini içerdiği açıkça görülmektedir.
Her ne kadar Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun 21.08.2014 sayılı ilke kararı gereği denetime tabi olup BDDK ve SPK kanunu kapsamında denetlenmeyen şirketlerin VUK mali tablo ile denetime olabileceği gibi yorumlansa da, herhangi bir bağımsız denetçinin VUK hükümlerine göre hazırlanmış bir mali tablo üzerinden ŞİRKETİN GERÇEK DURUMUNU VE DÜRÜST RESİM İLKESİNE uyum uymadığının tespit etmesi mümkün değildir.
VUK mali tablolar üzerinden TTK kapsamında bağımsız denetimin gerçekleştirilmesi teknik olarak mümkün değildir. O yüzden zorunluluk olmasa dahi denetim tabi şirketlerin TFRS mali tablolarını hazırlaması ve bağımsız denetçinin denetimine sunması kaçınılmazdır.
Meslektaşlarımızın bu konuda kafasını karıştıran bir diğer örnek te EPDK kapsamında ki şirketlere ve SPK kapsamında olup halka açık olmayan şirketlerin yıllardır VUK üzerinden bağımsız denetim yaptırıyor olmasıdır.
Ancak Enerji Piyasası Kanunu ve eski haliyle SPK kanununu gereği yapılan bağımsız denetimin tek konusunun muhasebe standartlarına uygunluk olduğu gözden kaçmaktadır. Eğer gerçeğe uygun sunuluş veya dürüst resim ilkesi Türk Ticaret Kanunu’nda yer almasa herhangi bir muhasebe standardına uygunluk olarak bağımsız denetim gerçekleştirilebilirdi ama kanunda her iki konuda hali hazırda bulunmaktadır.
Sonuç olarak Türk Ticaret Kanunu kapsamında bağımsız denetime tabi olan tüm şirketler Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına göre finansal rapolama hazırlanmak zorundadır. Çünkü aksi halde bağımsız denetçinin Türk Ticaret Kanuna göre olumlu görüş vermesi mümkün değildir. Olumlu görüş verilmeyen mali tablolarda Türk Ticaret Kanunun’nun hükümleri gereği YOK HÜKMÜNDEDİR.
0
There are 0 comments