Bulaşmalı mı? Bulaşmamalı mı? diye düşündüm uzun uzun ama www.goztepelist.org anasayfadaki ankette de çoğunluğun kararı benim ile aynı doğrultuda olduğu için Göztepe ile alakalı kısmına bulaşma kararı verdim.

Gereksiz polemiklere ve yakıştırmalara maruz kalmamak amacıyla peşin peşin belirtmek isterim ki şu ana kadar kullandığım tüm oyları “CHP” ye verdim. Bu benim kişisel tercihim ve tercihimi bu şekilde kullandım.

Olayı spor siyaset halk üçgeninde değerlendirmek ve belediyeler kulüplere destek olmalıdır. Bunun karşılığında da oy almalıdır gibi orta çağdan kalma bir yaklaşımla düşünüp spor ve siyaset karışmamalıdır denklemi içersinde kalmak en büyük hatadır. Bu hataya düşmemek için sporu ve kulüpleri bölge insanı için değerli olan başarısı insanları mutlu eden başarısızlığı mutsuz eden objeler olarak tanımlamak ve en birinci görevi yönetimine seçildiği bölgenin insanlarının refah ve mutluluk seviyesini artırmak olan yöneticilerin bu objeyi kullanmalarını beklemek en doğru yaklaşımdır.

Bir şehri bir ilçeyi birbirine yaklaştıran hemşehrilik bilincini yerleştiren en temel öğelerden biridir spor kulüpleri, hangi şehirde yaşadığını unutan, şehrinden uzaklaşan kitleleri hep bir ağızdan şehrini savunduran kurumlardır.

Bu sebeple bu kulüplerin başarısı bir il için bir ilçe için manevi anlamda çok önemlidir. Olayın maddi yönüne dönersek üst liglerde mücadele eden bir kulübün şehrin ticaret hayatına getireceği ilaveler küçümsenemez. Sempatizanlarının yapacağı harcamalar, ülke genelindeki futbol pastasından alınan payların şehre akması, değerli oyuncuların ve bunların nezdinde kitlelerin şehirde çalışmaya başlaması vb etkenler şehrin ekonomik hayatını en çok canlandıranlardır.

İşte biraz da uzatarak ifade etmeye çalıştığım bu sebeplerden dolayı da şehrin ilçenin yöneticilerinin bu kulüplere destek olmaları, fayda sağlamaları, desteklemeleri beklenir. Sempatizanlarının neredeyse milyonlara ulaştığı bir kulübün görmezden gelinmesi olanaksızdır. Neredeyse kanarya sevenler derneğine bile ziyarette bulunan adayların böyle bir kulübü es geçmeleri anlaşılacak bir konu değildir.

Siyaset ile en yakın ilişkimiz Sn.Tuğsuz’un adaylığı ile oldu. Kendisi hiçbir Göztepe Başkanına yakışmayacak bir üslupla aday oldu. Aday olması tabi ki kendi tercihiydi. Belki de doğrusuydu ama üslubu çok iyi değildi. Seçilemedi. Ancak seçilemese de şu an Cumhurbaşkanı olan Sn. Abdullah Gül’e bir salon temeli attırmayı başardı. Kimilerince salon zaten yapılacaktı. Kimilerine göre bu salonu Tuğsuz’un adaylığı getirdi. Doğrusunu bilemeyiz.

Sn. Hamdi Türkmen’in kişisel ilişkileri ile de olsa Kulübümüze ciddi anlamda destek (ki o dönemde bütün kulüplere olmuştur) olan Sn. Priştina’nın ölümünün ardından göreve gelen Sn. Kocaoğlu döneminde kulübümüz görmezden gelindi ve gelinmeye devam ediyor. Sn. Kocaoğlu her zaman biz yokmuşuz gibi davrandı. Ne maçlarımıza geldi. Ne her sene bir lig düşerken destek oldu. Ne de kulübümüz ile ilgili herhangi bir beyanatı oldu. Adeta yokmuşuz gibi davrandı. Pekiyi futbola da mı böyle davrandı. Hayır. Kendisi başta A-tay ve Ksk olmak üzere diğer takımların maçlarına gitti. Maddi destek sağladı. Projeler oluşturdu.

Kendisi Altınbaş grubu yönetime geldiği günden bu güne randevu taleplerine cevap vermedi. Arsayı siz verin ben üstüne Avrupa’nın en modern tesisini yapacağım denilmesine rağmen umursamadı.

Konak Belediye Başkanları ise ondan daha acı bir tablo çizdiler. Ne bugün gene göreve talip olan Sn.İZGİ, ne artık son günlerini yaşayan Sn.Tunçağ kendi semtlerinin kulüplerine bir katkı sağlayamadılar. SAĞLAMADILAR.

Peki bu bir parti politikası mı? Yani Parti kararı ile alınmış bir karar mı aman kulüplerden uzak duralım spora siyaseti karıştırmayalım. Tabii ki hayır. Nereden mi anlıyoruz en yakın örnek suyun öteki tarafında bugün ksk’yi ayakta tutan en büyük güçlerden biri Sn. Durak, daha büyük örnek İstanbul’da Sn.Sarıgül’ün Gsspor için yaptıkları, son örnekte Kocaoğlu’nun A-tay’a verdiği fütursuz paralar.

Peki Göztepe ile ilgili siyasetçiler bu kadar duyarsız bu kadar tutarsızken bunları yola koyacak medya ne yapıyor hiç kocaman bir hiç.

İşte en güncel durum A-taya milyar milyar para verildi. Ksk stat projesini her geçen gün geliştiriyor. Göztepe’nin param cebimde kaç paraysa kaç para yatırım yapacağım diyen başkanına randevu verilmiyor. Bizim adı Göztepeli medyamızın yarısı uzaya gidiyor, yarısı kadayıf kıvamındaki camia eskilerimiz ile uğraşıyor. Çok özür dilerim ama Sn.Nevzat Güzelırmak’ta ortak stat projeleri ile diğer çapulcularla bizi aynı kefeye koyuyor. Durum bu.

Bu yol yol değil, siyasetçisi içinde medyası içinde bu yol yol değil bu düzen böyle gitmez. Biz Göztepeliler her gün ama her gün daha güçleniyoruz. Zaten herkeste bunun farkında durduk yere gece yarısı kimle kiminle kavga ettiği belirsiz adamlar ulusal yayın düzeyinde bize salça olmuyor. Durduk yere bu Altınbaşlar AKP’li diye geyik yapılmıyor. Durduk yere İhalenin ardından boy boy röpartaj verenler, Sn.Tuğsuz aday olduğunda şehri birbirine katanlar bugün tüm Ksk’yi boydan boya yeşil kırımız afişlerle donatan AKP’li eski Ksk başkanını görmezden gelmiyorlar.

Korku bacayı sardı. Sn. Serdar Samur’un sözleri ile biz zaten birilerine güvenerek yola çıkmadık. Ama görmezden gelinmemizin de bir bedeli var. Bu bedeli er geç ödeteceğiz.

Çok geç olmadan yeni göreve seçilen il başkanı Sn. Rıfat Nalbantoğlu, Göztepe maçlarına zaman zaman geldiğini bildiğimiz Konak belediye başkan adayı Sn. Kemal Karataş, Kocaoğlu Aziz Bey’i de yanlarına alarak konuşmalı tartışmalı ve şapkalarını önlerine koyarak karar vermelidirler.

Göztepelilerle mi birlikte ? Göztepelilere rağmen mi?

Ozkan Cengiz