Vergi
SER BÖLGE’LERDE KANUNA AYKIRI DÜZENLEME
20 Nisan 2009
0

Hayır! başlıkta bir hata yok. Tam aksine yüzde yüz doğru çünkü Serbest Bölgelerimiz budana budana Ser Bölge’ye dönüştü. Ve şimdi de kanuna aykırı budanıyor.

Serbest Bölge kavramı mevzuatımıza 1953 yılında 6209 sayılı kanun ile girse de günümüzde uygulanan mevzuat 06.06.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile düzenlendi. 3218 sayılı kanun ile Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi teşvikleri başta olmak üzere bir çok avantaj ve destek içeren serbest bölgeler kurulmaya başlandı. Halen de 21 adet serbest bölge faaliyetine devam ediyor.

Ülkemizde bulunan ticaret hayatının mevzuata göre şekillenme kabiliyeti nedeniyle bir süre sonra serbest bölgeler örtülü kazanç dağıtımı için ve yurt içi ticaretin üzerinden geçirilerek vergi planlaması için de kullanılmaya başlandı. Mali idare de bunun önüne geçebilmek için bir takım arayışlara girdi. İlk yaptığı iş serbest bölgelerde ciddi bir inceleme furyası başlattı. Ancak ne yazık ki bu incelemeler çoğunlukla serbest bölgede yer almayı bir araç olarak kullanan mükelleflerden çok serbest bölge amacına hizmet eden üretimini, istihdamını, ihracatını yapan mükelleflere yönelik yapılarak haksız tarhiyatlar yapıldı. Serbest Bölge’de yer alan firmalar bu minvalde tarhiyatları dava konusu yaparak bir çok davaları kazandı. Ve bu tarhiyatları büyük oranda geri döndürdü.

Bunun üzerine kanun koyucu adeta serbest bölge kavramınının temellerini sarsan kanun değişikliğini yaptı. 29.01.2004 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 5084 sayılı kanun ile 3218 sayılı kanuna geçici 3. Maddeyi ilave etti.

Geçici 3. Madde ile serbest bölge de faaliyet ruhsatını almış, üretim ihracat ve istihdamını fazlası ile yerine getiren işletmelerin avantajlarını ruhsat süresi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girdiği tarih ile, çalışanlarının ücretlerinden yapılacak kesintilerle ilgili avantajları da 31.12.2008 ile sınırlandırıldı. Bu madde ile ülkemize yeni gelecek birçok yatırımcı vazgeçti mevcut yatırımlarda ruhsat süreleri sonunda serbest bölgelerden ayrılmaya başladılar.

Serbest bölgede yer alan şirketler konuyu sürekli gündeme getirse de ilgili kanun değişikliği ancak 12.11.2008 tarihinde resmi gazete’de yayınlanan 5810 sayılı kanun ile yapılabildi. İlgili kanun Ücretlerden yapılacak kesintilerle ilgili olarak geçici 3. Maddeyi yeniden düzenledi. Yeni düzenleme ile Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85’ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesna oldu.

Bu değişiklik ile serbest bölge de yer alan ve üretim yapan şirketler derin bir oh çekti. Ve değişen bir şey yok çalışmaya devam dedi. Ama ne zamanki Maliye Bakanlığı kanun ile verilen yetkisini kullandı ve 1 Seri No’lu 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu Genel Tebliği’ni çıkardı ortalık gene toz duman oldu.

Maliye Bakanlığı getirdiği düzenleme ile firmalar bordrolarını vergili düzenleyecekler muhtasar beyanlarını verecekler ancak şartı sağladıklarından eminlerse tecil edip yıl sonunda terkin edecekler yok emin değillerse ilgili tahakkuklarını ödeyip bir sonraki yıl YMM raporu ile iade alacaklar dedi.

Uygulamada;

a) İşçileri ile net ödeme üzerinden anlaşan firmaların SSK matrahlarının nasıl hesaplanacağına,

b) Asgari Geçim İndiriminin işlemlerinin nasıl yapılacağına,

c) Yıl içinde işçilerin maaşlarından kesilip bir sonraki yıl terkin edilen tutarların ne zaman ödeneceğine,

d) Yıl içinde işçiden kesilip vergi dairesine ödenen ve sonraki yıl iade alınan vergilerin işten ayrılan işçilere nasıl ödeneceğine,

e) Tebliğ çıkana kadar geçen Ocak Şubat aylarına ilişkin SSK bildirgelerinin brütlerin yenilenmesi halinde cezasız olarak nasıl ödeneceğine

İlişkin soruları cevapsız bırakan bu tebliğ ayrıca da 4. Bölümünde “Yurt içinden serbest bölgeye fason imalat kapsamında getirilen veya dahilde işleme rejimi kapsamında yurt dışından bölgeye getirilen maddelerin bölge içinde çeşitli işlemlere tabi tutulması” faaliyetini istisna kapsamı dışında bırakmaya çalışması ile de serbest bölge de faaliyet gösteren firmaların korkulu rüyası oldu.

Maliye Bakanlığı kanunda yer almayan bir düzenlemeyi tebliğ ile yapmış fason imalat kapsamında yapılan faaliyetleri istisna dışı bırakarak birçok fabrikayı zor durumda bırakmıştır.

İktisadi değeri milyon dolarları bulan hammadde ve yardımcı malzemeleri geçici ithalat veya dahilde işleme kapsamında bedelsiz olarak yurda getirip buradaki fabrikalarda işleyen bu hammaddeleri mamule dönüştüren ve yaptığı hizmetin bedelini serbest bölgeye getiren firmalara senin yaptığın işi “ben üretimden saymıyorum istisnadan yararlandırmıyorum” demenin bu tesislerde çalışan on binlerce insanın işini aşını tehlikeye atıyorum bu kriz ortamında yeni işsizler ordusu yaratmak istiyorum demekten bir farkı yoktur.

Türkiye’de Kurulu serbest bölgeler bir üretim merkezi gibi kullanılmakta Avrupa’da faaliyet gösteren bir çok firmanın üretimlerini gerçekleştirdiği bir üs olarak değerlendirilmektedir.

İlgili şirketler hammadde ve yardımcı maddelerini ana merkezden veya teknolojik olarak daha yeterli işletmelerden temin etmekte ve fiktif ihracat ve ithalat işlemleri yaratmamak için bedelsiz olarak Türkiye’de serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalara göndermekte burada üretim işlemleri gerçekleştirilip mamule dönüştükten sonra da bedelsiz olarak geriye almakta ve burada yapılan işlemlerle ilgili olarak yapılan işçilik ve hizmetlerin bedelini ödemektedir.

Bu şekilde hem ülkemizin en büyük sorunu olan işsizlik sorununa nispeten de olsa çözüm bulunmakta, hem de serbest bölgelere getirdikleri yeni teknolojiler ve yaptıkları kaliteli üretim ile Dünya ticari hayatında Türk İşçisinin kalitesinin reklamını yaparak yeni yatırımlar gelmesini sağlamaktadır.

Maliye Bakanlığının kanunda yer almayan bir düzenleme ile bu işlemleri istisna kapsamı dışında bırakması her şeyden önce kanuna aykırıdır. Bu nedenle bu durumda olan işletmelerin muhtasar beyanlarını ihtirazi kayıt ile verip konuyu dava aşamasına götürmesi ve bu işletmelerin temsilcisi durumdaki serbest bölge işleticilerinin değişiklik veya daha anlaşılabilir detaylı bir tebliğ yayınlamasını istemesi yerinde olacaktır.

0

About author

Related items

/ You may check this items as well

Af Kanunları

Hayır! başlıkta bir hata yok. Tam aksine yüzde...

Devamını Oku..

Af Kanunlarının Bağımsız Denetçilere Oluşturdukları Riskler

Hayır! başlıkta bir hata yok. Tam aksine yüzde...

Devamını Oku..

Zorunlu Bağımsız Denetim VUK Tablo’ya Yapılabilir mi?

Hayır! başlıkta bir hata yok. Tam aksine yüzde...

Devamını Oku..

There are 0 comments