Muhasebe
Sermaye Piyasası Yasa Tasarısının “Bağımsız Denetime” Getirdikleri
27 Kasım 2012
0

Sermaye Piyasası Yasa Tasarısının “Bağımsız Denetime” Getirdikleri

Bu platformda yaklaşık 2 yıldır çeşitli kanun tasarılarını masaya yatırdık, önemli yanlarını, değişim yaratacak yanlarını, taraf tutmadan kasıtlı yönlendirme yapmadan tartışma ortamına açmayı ve bilgilendirmeyi amaçladık.

Esasında sicilimiz çok parlak değil, masaya yatırdığımız TTK ile şu anki TTK arasında dağlar kadar fark oluştu. Bir başka ele aldığımız kanun tasarısı olan Vergi Usul Kanunu tasarısından ise ne ses var ne seda. Bu sebeple taslaklar konusunda fikir belirtmeye ara vermeyi kararlaştırmıştık.

Ancak iş dünyamızı yakından ilgilendiren bir tasarı daha ufukta gözüktü meclis gündemine baktığımızda bu hafta meclise gelecek ve 31.12.2012’den önce kanunlaşması hedeflenen Sermaye Piyasası Kanunu tasarısı.

Tasarı genel olarak önceki kanunu derleyen toparlayan ve açıkta kalan konulara düzenleme getiren bunun yanında önemli yenilikler getiren bir tasarı.

Bizde meclis gündemine gelmeden önemli yenilikleri başlıklar halinde irdelemeye kamuoyunun gündeminde yer almasını sağlayamaya çalışacağız. Bilgi kirliliği yaratmamak için ilk önce çizgimizi çizelim 3-4 yazılık bir ralli ile inceleyeceğimiz tasarı 17.10.2012 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonunun önerisi olarak meclis gündemine gelecek tasarıdır. (Hükümet tarafından hazırlanan 19.06.2012 tarihli ilk tasarı irdelenmemiştir.)

Tasarıda sermaye piyasası kurumu, sermaye piyasaları kapsamına giren şirketler, sermaye piyasalarında faaliyet gösteren diğer şirketler hakkında önemli düzenlemeler yapılıyor. Biz ilk olarak kendi alanımız olan bağımsız denetim işlemleri konusundan tasarının getirdiği yeniliklerle başlayacağız.

Yetki Karmaşasının Netleştirilmesi
Tasarının ilk yaptığı iş bağımsız denetim şirketlerini yetkilendirme konusunda ki yetki karmaşasının düzeltilmesi. Tasarı 145. Maddesi ile Kamu Gözetim Kurumunun kuruluş kanunu olan 660 sayılı kanun hükmündeki kararnameyi, 144. Maddesi ile de 5411 sayılı Bankacılık kanunun 33 maddesini düzelterek, hem BDDK’ya hem de SPK’ya çatı kurum Kamu Gözetim Kurumu olarak kalmak ile beraber kendi alanlarında düzenleme yapma yetkisini veriyor.
Yani daha açık ifade ile SPK ve BDDK kapsamında bağımsız denetçi olabilmek için önce 3568 sayılı kanuna göre TÜRMOB’tan meslek ruhsatı alacaksınız, sonra 660 sayılı KHK’ne göre Kamu Gözetim Kurumundan Bağımsız Denetçi yetki belgesi alacaksınız en son olarak ta hangi alanda faaliyet göstermek istiyorsanız SPK veya BDDK gelip ilgili kurumdan bu alanlarda bağımsız denetim yapmak için yetki alacaksınız.
Son noktayı piyasa düzenleyici kurumlar gerçekleştirecek, SPK ve BDDK yıllardır TÜRMOB’a söylediği “Senin verdiğin yetkiyi kabul ediyorum ama bana yetmez” sözünü artık KGK’na da söyleyecek.

Sermaye Piyasası Kurumu “BDŞ”

Bugüne kadar yürürlükte olan mevzuatta Bağımsız Denetim Şirketleri (kısaca BDŞ) genel olarak yardımcı kuruluş olarak geçiyordu. Yani tamamen SPK’na tabi olmayan ancak o kanunun uygulanmasında yardımcı olacak kuruluş olarak.

Tasarının 35.maddesinin c bendi ilk kez Bağımsız Denetim Şirketlerini bir Sermaye Piyasası Kurumu olarak tanımlıyor. Bu basit gibi gözüken düzenleme ile esas olarak Sermaye Piyasalarında faaliyet gösterecek bağımsız denetim şirketlerinin kimyası olduğu gibi değişiyor.

İlk etkiyi hemen tasarının 36. Maddesinde görüyoruz. 36 madde tüm Sermaye Piyasası Kurumlarında tasarının 14. Ve 17 maddesinin kıyasen uygulanacağına hükmediyor. Tabi ki kıyasen uygulanmaya ilişkin ikincil mevzuat önemli ancak kanun metninde devam edersek bu madde ile bağımsız denetim şirketlerine aşağıdaki zorunluluklar geliyor.

– 14. madde kapsamında kendi finansal tablolarının bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren UFRS hükümlerine göre hazırlamaları, bağımsız denetimden geçirmeleri ve Kurulun belirlediği koşullarda kamuoyuna açıklamaları gerekiyor.

– 17. madde kapsamında da içinde bağımsız yönetim kurulu üyesi zorunluluğunun da bulunduğu kurumsal yönetim ilkelerine uyması.

Bu çok açık iki düzenlemenin yanı sıra kanun metninin tamamında Sermaye Piyasası Kurumları için düzenlenen tüm maddeler artık Bağımsız Denetim Şirketleri içinde geçerli hale dönüşüyor.

Bağımsız Denetçi Yetkilendirilmesi

Tasarı 144 ve 145 maddelerinde yaptığı değişiklikle kuruma verdiği bağımsız denetçi yetkilendirme yetkisini 62. Maddesinde kullanıyor. Bu madde ile Kurul’a ilave şartları belirleme, ilave şartlara uymayanları yetkilendirmeme, yetkilendirildiyse yetkisini geri alma, ilave lisans verme, sicil tutma, ilan etme, gözetim, denetim vb bağımsız denetimle ilgili olarak hali hazırda kullandığı tüm yetkiler genişletilerek yeniden veriliyor.

Burada çarpıcı olan ve belki de üzerinde tartışılması gereken en önemli konu tasarı gerek bu maddesinde gerekse geçiş ile ilgili geçici maddelerinde hali hazırda SPK yetkisi olan bağımsız denetim şirketlerinin geçiş hükümlerine hiç yer vermiyor.

Belki maksadını aşan bir yorum olacak ama sanki yetkileri sıfırlayıp yeniden verecek gibi bir hali var.

Bağımsız Denetçinin İhbar Sorumluluğu

Her ne kadar önceki kanun ve tebliğlerde de benzer düzenlemeler bulunsa da çok açık olmayan bağımsız denetçinin tespit ettiği kanuna aykırılıkları raporu dışında ihbar yükümlülüğünün olup olmadığı konusu tasarının 102. Maddesinde düzenleme yapılıyor.

İlgili madde gereği Bağımsız Denetim Şirketinin de içinde bulunduğu sermaye piyasası kurumlarına tespit ettikleri aykırı uygulamaları Kurul’a veya kurulca belirlenecek diğer kuruluşlara bildirim yapma zorunluluğu getiriyor.

Bağımsız Denetçinin Sorumlulukları

Bağımsız Denetçinin denetimin yaptığı şirketle ilgili sorumlulukları kanunun düzenlediği her alan itibariyle ayrıca düzenlenmiştir. BDŞ tasarının 10., 14., 20., 32., 63. ve 102. Maddeleri başta olmak üzere bir çok alanda sorumlu tutulmaktadır.

Sonuç
Tasarının bağımsız denetim işlemleri üzerinde yaptığı düzenlemeler, bağımsız denetim alanında geçmişte bulunan düzenlemelerden daha net ve keskin düzenlemeler yaptığı gözlemlenmektedir. Tasarı ile Sermaye piyasaları kendi piyasalarında işlem yapacak denetçileri yapılandırmaktadır. KGK’nu ve Türmob’u bir üst elek olarak kabul etmekte ancak nihai aşamada kendisi de bir elekten geçirmeye gerek duymaktadır.

Kamu Gözetim Kurumunun kurulması ile denetim alanında ortadan kalkması beklenen çok başlılık KGK’nun düzenlemeleri yapmaktaki kararsız ve istikrarsız tutumu nedeniyle Sermaye Piyasası Kurumlarının kendi başının çaresine bakması yolu açılmış, ve bu yolda bu tasarı ile kullanılmıştır.

Tasarıda hali hazırda yetki sahibi şirketlerin yeniden yapılandırılması doğru bir yaklaşım olmak ile beraber gün gün finansal verilerin üretildiği sermaye piyasalarının sağlıklı bir geçiş yaşaması için geçiş hükümleri ile ilgili bir düzenleme yapılması yerinde olacaktır.

0

About author

Related items

/ You may check this items as well

Bilançolardaki Kur Farkı Sorunun Çaresi Var mı?

Devamını Oku..

Af Kanunlarının Bağımsız Denetçilere Oluşturdukları Riskler

Devamını Oku..

Genel Kurullar Nisan Ayında Yapılabilir mi?

Devamını Oku..

There are 0 comments