Spor kamuoyunda en çok eleştirilen konulardan birisi sanayicinin veya ticaret erbabının bölge spor kulüplerine sahip çıkmaması ve yeterli derecede katkı sağlamamasıdır. Bu katkıyı artırmak için başta Gençlik ve Spor Müdürlüğü olmak üzere Devlet organlarında çalışmalar yapılmakta Spor Kulüplerine sponsor olan kurum sayısını artırmak amacıyla bir takım teşvikler sağlanmaktadır. Bu teşviklerin en önemlisi Kurumlar Vergisi Kanununun 10/1-b maddesinde yer alan “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan Sponsorluk harcamalarının; sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50 si kurum kazancından indirilebilecektir.” hükmüdür.

Kanun maddesinin okunduğunda anlaşılacağı üzere madde deki temel ayrım spor dalının amatör veya profesyonel olmasıdır. Kulübün statüsünün bir anlamı yoktur. Peki hangi spor dalları amatör hangi spor dalları profesyonel olarak kabul edilmektedir.

Bu konuda Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına yazılan 05.12.2006 tarih ve 1351 sayılı cevabi yazıda şu ifadelere yer verilmiştir: “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine göre futbol hariç diğer branşların sevk ve idaresi görevi Genel Müdürlüğümüze, her türlü futbol faaliyetlerini milli ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurtiçi ve yurtdışında temsil etmek görevi ise 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi uyarınca Türkiye Futbol Federasyonuna verilmiştir. Genel Müdürlüğümüze bağlı bütün branşlar amatördür. Bu hükümler çerçevesinde; Genel Müdürlüğümüzce sevk ve idare edilen tüm spor branşları amatör, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığınca sevk ve idare edilen futbol faaliyetlerinden Türkiye Süper Ligi, İkinci Ligi ve Üçüncü Ligleri profesyonel, daha alt düzeyde yapılan diğer futbol faaliyetlerinin ise amatör olarak kabul edilmesi gerektiği mütalaa edilmektedir…”

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yazısından da anlaşılacağı gibi Kurumların Amatör kümede oynayan futbol takımları ile diğer tüm spor branşlarındaki takımlarına yapacakları sponsorlukların tamamı profesyonel liglerde oynayan futbol takımlarına yapacakları sponsorlukların yarısı kurumun vergi matrahından indirilebilecektir. Sponsorluk bedellerinin kurum kazancından indirilebilmesinin temel şartı da kurum kazancının var olmasıdır. Kurumlar hali hazırda zarar ediyorsa yaptığı bu harcamayı gider olarak yazması ve sonraki dönemlere devretmesi mümkün değildir.

Kamuoyundaki bir diğer yanlış yaklaşım ise yapılan sponsorluk harcamasının tamamının avantaj olarak değerlendirildiğidir. Bu harcamaların sponsor kuruma katkısı vergi oranı kadardır. Yani günümüz kanun hükümlerine göre 100 YTL amatör spor dallarına katkı sağlayan kurumun vergi kazancı 20 YTL’dir. Spor dalının profesyonel olması halinde bu kazanç 10 YTL’dir.

Bölgemizde faaliyet gösteren spor kulüplerinin finansal durumu incelendiğinde gelirlerinin içinde sponsorluk gelirlerinin ne kadar az yer aldığı ve bölgede yer alan karlı işletmelerin spora ve sporcuya yeterli derecede katkı sağlamadığı görülecektir.

Daha az vergi ödemenin yolarını arayan veya devlete vermektense şirketime harcarım mantığıyla her sene şirket arabalarını yenileyen, her sene döşeme demirbaşlarını değiştiren işletmeler sosyal sorumluluklarını da göz önüne alarak idare tarafından sağlanan böyle bir uygulamayı değerlendirmeli ve ister amatör ister profesyonel spor dallarına destek sağlamalıdır.