Göztepe
Tepkisizlik Ve Tepki
20 Şubat 2016
0

Özkan Cengiz

ozkan@ozkancengiz.net

Tepkisizlik Ve Tepki

Şampiyonluk umudu ile başladığımız ikinci yarı da beş hafta geride kaldı. Aldığımız puan 3, yani 15 puandan 3 puan aldık, 12 puan kaybettik. Analize ilk yarının son üç haftasını da ekleyip daha trajik bir veri üretebiliriz ama şimdilik oraya bulaşmayalım.

Dün akşamki maçın taktik teknik analizini yapmak istemiyorum. Mutlaka mağlubiyetin sebepleri arasında kimse oynamadığından olmayan sol kanadımız, leroy sayesinde varmış gibi gözüken sağ kanadımız, kapanacağı çok açık olan bir takıma karşı sahaya çıkarken hiçbir taktik plan geliştirmememiz, risk almadan, köklü değişiklik yapmadan kaldığı yerden devam tarzında sahaya çıkmamız, top şişirmek ve Diarra nın önüne top yuvarlamaktan başkaca bir iş yapmamızın var olduğu bir gerçek.

Ama 5 haftada alınan 3 puan 8 haftada alınan 5 puanın ana sebebi bence bunların hiç birisi değil. Herhangi bir işte bir ekip oluşturduğunuzda, bu ekipte yetenekli insanlar, daha önce benzer durumlarda kalitelerini ispatlamış tecrübeli insanlar, yapılmak isteneni yapacak kapasitesi olan insanlar bir araya getirdiğinizde, bu insanların başarı için gerekliliklerini yerine getirdiğinizde zor bir yola çıkarsınız.

O yolda mutlaka kötü virajlar, zor rampalar, uzun düzlükler, dar geçitler olur. Yolda ilerlerken düz yolda mümkün olan en hızlı şekilde ilerlerken zor anlarda ise fark yaratmanız gerekir. İşte bu farkı yaratabilmek için ekibinizin başına gelenlere karşı bir tepki vermesi reaksiyon göstermesi tabir yerindeyse anlık patlamalar yapması gerekmektedir.

Bizim bu sene en büyük sorunumuz ekibimiz bir tepki vermiyor. Zor günler geliyor ama bir reaksiyon göstermiyor. Hakem hakkını yiyor tepki vermiyor, karşı takım yatarak puan alıyor tepki vermiyor, seyirci gaz veriyor tepki vermiyor, seyirci küfür ediyor tepki vermiyor, hocası gidiyor tepki vermiyor, yeni hoca geliyor tepki vermiyor, puan kaybediyor tepki vermiyor, arkadaşı kadro dışı kalıyor tepki vermiyor, Başkan kamptan eliyle uğurluyor tepki vermiyor.

Bu ligin üzerinde şartlarda, ülkenin en güzel şehrinde, geçmişimize göre mükemmel tesislerde, yiyorlar içiyorlar. En lüks otobüs ve uçaklarla gidiyorlar, doksan dakika alıver veriver yapıyorlar ve geriye dönüp yatıyorlar. Bu takımın tepki sorunu var.

Sadece takımın mı? Yöneticilerimizin de aynı şekilde 8 haftadır herhangi bir pazartesi, herhangi bir yöneticimizin kötü oyunun, puan kaybının sebebine, hakeme, hocaya, futbolcuya, basına, taraftara bir tepki verdiğini gördük mü? Herkes sessiz, herkes yatağına gidip yatan futbolcu gibi, masasına gidip günlük işlerine devam ediyor. İnandık tişörtü siparişi veriyor ama gerçekten inanıyor muyum diye düşünmüyor.

Geçen hafta takımın hocası ayrıldı, yeni bir hoca geldi, gazeteler haber yaptı futbolcular birbirine bu eşortmanlı kim diye sorarak tanışmış hoca ile. Haber doğruysa ayrı rezillik haber uydurmaysa haber sonrası tepkisizlik daha büyük rezillik.

Geçen hafta daha iki hafta önce tüm sezonun oynanacağı açıklanan stadyum bakıma alındı bakın başınızın çaresine dendi. Varmı olumlu veya olumsuz tepki veren bir yöneticimiz biz zaten Atatürk’e gelecektik demek te bir tepkidir. Biz talep ettik bakımı da bir tepkidir, bize rağmen alınan bu kararın takipçisiyiz nasıl plansız bir bakım çalışması kararı alınır da bir tepkidir. Herhangi birisi var mı ortamda yok.

Lig TV yorumcusu Şansal Büyüka programda Göztepe Menderesten yer aldı belki içine stadyum da yapabilir dedi. Başkanın hoca tanıtım toplantısında söylediği birkaç kelime dışında var mıdır konuyla ilgili yapılan bir açıklama, yatırımlardan sorumlu yönetici kıvamında bir kişinin çıkıp ettiği iki laf bir açıklama var mıdır? Görüşüyoruz da bir açıklamadır, daha ortada proje yok konuşmak erkende bir açıklamadır, ama ortada herhangi birisi yok.

Yeni hocanın İzmir’e geldiği, yöneticilerimizin bir kısmı ile yemek yediği bu esnada arayan gazeteciye evimde ailemle yemek yiyorum dediği, bir gün önce NTV de Mersin maçı yorumlarken Giresun maçında niye olmadığı, Giresun maçında olmayan adamın 8 saat sonra nasıl antrenmana çıktığı geçen haftanın gündemiydi. Bırakın resmi açıklamayı zaman zaman kullanılan fısıltı gazetesi yöntemi ile en azından gönüllü yöneticiler üzerinden yapılan bir açıklama yayıldı mı?

İki hafta önce Stadyum ile ilgili taraftar bir kıvılcım yaktı, önce gazete ilanları sonra tribün pankartları, taraftarın yapacağı en fazla budur bu kıvılcımı alıp aleve dönüştürecek ve gerekirse yangına dönüştürecek yöneticilerimiz ateşe sırtını çevirdik. Alev küllendi sönmeye yüz tuttu.

Bu örnekleri çoğaltabilirim ama gerek yok. Neden bunları anlattım çünkü şunu ortaya koymak istiyorum. Futbolcu ekibimizde tepkisizlik sorunu yöneticilerimizde de var. Herkes olan bitene razı bir şekilde suyun akışına göre idare ediyor. Yönetmiyor. Yönetiyorsa da bunu ortaya koyamıyor.

Futbol Kulübü bir şirket değil, futbol kulübü bir organik yapı, bu organik yapı üzerinde binlerce insanın fikri var. Ve bu binlerce insanı sürece dâhil etmezseniz yönetemezsiniz. Yanlış anlaşılmasın taraftara göre karar alın demiyoruz. Ama aldığınız kararları herkese mal etmezseniz, herkesin algısına sunmazsanız yaptıklarınız size kalırsa, yapamadıklarınız herkese kalır.

Pekiyi attık tuttuk sonuç, sonuca gelelim.

Diyadin hocanın başarısızlığı ile ilgili olarak şunu söylemiştim. Futbolcuları kendi altında hedefe yöneltemiyor bir türlü beraberliği sağlayamıyor. Bunun birkaç sebebi olabilir ya gerçekten çok büyük egoları var insanları rahatsız eden tersine davranmasını sağlayan rahatsız edici bir egosu var, ya kurduğu kadro gözükenin aksine kalitesiz, ya da ekip arkadaşları yani yöneticiler ona gereken desteği vermiyor. Hangisi bilemem ama bunlardan herhangi birisi hocanın başını yedi. Hangisinin yediğini bulmak ve kendi başını yememesini sağlamak görevi Önder hocanın.

Şimdi yönetimsel kısma gelirsek yukarıdaki örneklerden hareket edersek Stadyum sürecinden, şampiyonluk yolu sürecine, transfer sürecinden, takıma ve teknik ekibe sahip çıkma noktasında, camia yönlendirme, süreç yönetme noktasında sorunlar yaşıyoruz.

Diyadin yerine Sn. Sepil’i koyarsak gene aynı yorumu yapabiliriz ya gerçekten çok büyük egosu var her şeye kendi karar vermek istiyor, yöneticilere yönetme alanı bırakmıyor, ya dışarıdan kaliteli gözüken yönetim ekibi çok zayıf çok tecrübesiz bu işi yapacak bir ekip değil, ya da çevresinde bulunan görüş alma, danışma noktasındaki uzmanlar, danışmanlar yanlış yönlendiriyor. Hangisi olduğunu bulup bunu çözmek Sn. Sepil’e veya yönetiminde bulunup Sn. Sepile söylemesi gerekeni söyleme cesaretini toplayıp söyleyecek yöneticilerine kalıyor.

Yazının başından beri ortaya koyduğumuz tablo hiç açıcı değil, dünyanın sonu gibi ama inanın futbolun olağan sorunları, Türkiye’de taraftarı olan camiası olan kulüplerin tamamının sorunu birbirine benziyor. İsimler değişiyor, kulüpler değişiyor ama sorunlar aynı.

Taraftarı olmayan camiası olmayan kulüplerde sorun olmuyor mu oluyor onların avantajı sorunların etkileşime girdiği bir kitle olmadığı için büyümüyor. Ya sorunlarla beraber vasat bir şekilde yaşamayı sürdürüyorlar, ya da sorunlarını kendilerine göre çözüp idare ediyorlar.

Ne zamanki bu olağan sorunların içinden çıkacağız işte o zaman Sn. Sepil Başkan büyük başkan olacak, işte o zaman hoca büyük hoca olacak, yönetici büyük yönetici olacak kulüp dünya kulübü olacak. Bunlar büyük bir kulübün bir dünya devinin doğum sancıları yaşayacağız. Öğreneceğiz. Büyüyeceğiz.

Gelelim başlığa eğer Yönetim tepki vermezse, eğer hoca tepki vermezse, eğer futbolcu tepki vermezse, gereken patlamaları, gereken geri dönüşleri, gereken reaksiyonları göstermezse bunların hepsini yapma işi taraftara düşüyor.

Ve kültüründe isyan duygusu birinci sırada olan Göztepe taraftarının en kolay ve en güçlü yaptığı şey olan TEPKİ VERMEK, PATLAMA YAPMAK, REAKSİYON GÖSTERMEK fiillerini ortaya koymada hiç tereddüttü olmuyor.

Bunu bir tehdit veya uyarı için yazmıyorum. Bir gerçeği ortaya koymak için söylüyorum. Bu kitle bir şekilde ola gelen yıllar sonucunda inadına ve alayına isyan duygusunu ana şiarı olarak benimsedi. Ve bunu yerine getirmekten de hiç imtina etmedi.

Zaten her sorunun ana çözümü taraftarın bu ruhunun Başkana, Yönetime, Hocaya, Futbolcuya yansımasıdır. Göztepe gibi yapı herkesle dost olalım herkesle arkadaş, şeker kız candy formatı ile başarılı olamaz.

Göztepe rakibe, hakeme, federasyona, medyaya, siyasiye, bürokrasiye hatta gerekirse birbirine isyan ederek, hakkını söke söke alarak kendi tarzıyla başarılı olabilir.

Başkanımız, Yöneticilerimiz, Hocalarımız, futbolcularımız kalan zamanda eğer yeni bir hikâye yazacaklarsa yukarıdaki paragrafı okuyup, anlayıp, yola çıkabilirler.

İlkgünden bugüne Bugünden Sonsuza

Herşey Tek Büyük Göztepe İçin

Alayına İsyan İnadına Göztepe

Özkan Cengiz

ozkan@ozkancengiz.net

0

About author

Related items

/ You may check this items as well

Transfer Döneminde ne Yaparsak Şampiyon Oluruz?

Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Tepkisizlik Ve...

Devamını Oku..

Ruhunda Hissedenler

Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Tepkisizlik Ve...

Devamını Oku..

Yapısal Reform

Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Tepkisizlik Ve...

Devamını Oku..

There are 0 comments