Herkese Merhaba, uzun zamandır bir şeyler yazmadık paylaşmadık. Kendi çapında bir tribüncü olarak kendimizce bir totem yaptık ve inşallah Göztepe’miz böyle devam ettiği sürece herhalde devre arasına kadar bir şeyler yazamayacağız. Ama konuşmadan da olmuyor. Bari totemi bozmadan Göztepe’mize çok bulaşmadan başka güncel bir konudan yola devam edelim.
Yaklaşık bir yıldır ilgili olanlar takip ediyordur. Türk Futbol camiasında iki tane konu ufak ufak ısıtılıyor bazen altı açılıyor alevlendiriliyor sonra aman pişmeden taşmasın deniyor tekrar kısık ateşe alınıyor. Yavaş yavaş ısıtılan kurbağa deneyinde olduğu gibi ufak ufak sona yaklaşılıyor. Nedir bu konular birincisi Süperlig A.Ş. İkincisi Varlık A.Ş.
Konu hakkında bilgisi olmayanlar için çok kısa açarsak iki tane yeni şirket kurulması hedefleniyor.
Birinci şirket Süperlig A.Ş. burada başta premier lig olmak üzere Avrupa’daki diğer ligler örnek alınarak hazırlanan projeye göre Süper ligin ticari altyapısının yönetimi TFF den alınıyor ortakları süper ligde yer alan takımlar olan bir AŞ’e devroluyor. Bu şirketin işi gücü ligi değerli hale getirmek olacağı için ligin ticari gelirlerinin artacağı ve bu şekilde de Türk Futbolunun gelişmesi hedefleniyor. Dediğim gibi birçok Avrupa ligi bu geçişi yapmış ve çok başarılı örnekler var. O sebeple akla mantığa sıcak geliyor. Bu şirketle ilgili de ayrıca bir yazı hazırlayacağız önümüzdeki günlerde daha detaylı olarak ama bugün daha fazla uzatmayalım.
İkinci şirkete Varlık A.Ş. ye gelir isek. Yukarıda anlattığımız Süper lig A.Ş. modelinin uygulanması için önümüzde çok büyük bir engel var. Nedir bu engel federasyon verilerine göre 5.000.000.000 TL olan Süper Lig takımı borçları. Özellikle sıfırlarla yazdım eski para falan da değil bildiğiniz Beş milyar TL ya da sıfır atılmadan önceki haliyle beş katrilyon borç. Eğer bu sorunu çözmeden bir Süper lig A.Ş. kurarsak zaten ölü doğuyor. O sebeple bir Varlık A.Ş. kuruluyor ve varlık A.Ş. bir sabah Süper Lig kulüplerinin tüm borçlarını devir alacak.
Yani 5 milyar bir anda kulüplerin üzerinden kalkacak. Bu varlık A.Ş. bu borçları üstlenebilmek için kaynağı çeşitli finansman kuruluşlarından sağlayacak ve bu borçların geri dönüş garantisi de artık kulüpler değil süper lig A.Ş. olacak.
Aklı başında şirket yöneticilerinin aklına niye araya bir varlık yönetim şirketi kuruluyor madem böyle bir finansman paketi yaratılabiliyor madem bu para eninde sonunda kulüplerin gelirlerinden ödenecek direk kulüplere kullandırılsın diyebilir. Bunun sebebi bu borcu FİFA ve UEFA gibi uluslararası üst kurumların yetki ve sorumluluk alanın dışına çıkarmak yani borcu kulübün borcu durumundan ligin borcu durumuna dönüştürmek. Ve kupalara katılamama veya puan silme cezalarını ortadan kaldırmak.
Özetlersek ligin tüm gelirleri bir yerde toplanıyor, ligin tüm borçları bir yerde toplanıyor ikisi makul bir oranda eşleştiriliyor. ( TFF Başkan Vekili Sn. Güreli pazarlığı yıllık gelirlerinin % 20 si diye başlattı geçen hafta kişisel tahminin kulüpler % 5 diyecek % 10 da anlaşacaklardır.) Kalan parayı da Türk Futbolu adalet anlayışına göre dağıtacaklar. Bir diğer yazıda buradan çıktı. Bu dağıtıma ilişkin dünya örneklerini alt liglerin, alt yapıların, dünya örneklerinde aldığı payları vb konular hakkında da önümüzdeki günlerde daha detaylı yazacağız.
Bugünkü konumuzdan ilerlersek; bu olağan üstü projenin sorunlu alanlarına gelelim.
- Sileceğimiz 5 milyar borcun çok detayına girmeyeceğim ama geçen hafta gene Sn. Güreli’nin açıkladığına göre 3.7 milyarı yani % 74 ü 4 İstanbul takımına ait. Bu normal bir ülkede büyük bir sorun hatta o 4 takıma ve yöneticilerine ağır cezalara sebep olabilecek böyle bir projeyi baştan öldürecek bir sorun. Ama bizde sorun değil çünkü herkesin kafasında çözüm basit. Gelir dağıtım anahtarını öyle bir yaparız ki gelirlerinde % 74 ü bunların olur. İşte denk geldi sorun yok.
- Ticaret Lisesi 1. Sınıf öğrencisi dahi bilir ki bu bilanço denilen tablonun iki tarafı var. Yani bir tarafta borç varsa bir tarafta da varlık vardır. Yani tabi bunun istisnası aldıkları borcu olduğu gibi yemeleri varlık edinmemeleridir. Kabul ediyorum bu 5 milyar TL’nin önemli bir kısmını zaten süper lig yönetimleri yedi içti sindirdi gitti. Ama sonuçta hali hazırda bu 18 takımın aktifinde en az 25 en çok 35 kişilik bir A takım kadrosu var. Süper lig takımları iyimser bir değerleme ile 1 – 1,5 milyar TL arasında değerlenen bir futbolcu portföyüne sahip. Bir sabah borcu sildiğinizde elde ne kalıyor sadece varlık herkesin borcu sıfır herkesin varlığı aynı mı hayır. Yani bir kulüp 100 milyon TL lik bir takım ile borçsuz bir kulüp 10 milyon TL’lik bir takım ile borçsuz bir kulüp. Ve bu iki takımın aynı ligde “Fair Play” yani “Adil Oyun” kurallarına göre mücadele etmesini bekleyeceğiz.
- Konunun en efsane taraflarından biride borçsuz kulüpler, sisteme devredecek borçları yok, ya ayaklarını yorganlarına göre uzatmışlar, ya gelirlerini oluşturmayı başarmışlar, bugün birçok futbolcunun aman üç kuruş eksik olsun ama o olsun en azından paramızı alırız dediği kulüpler. Sistemden bir fayda sağlayamadıkları gibi yıllarca ilmek ilmek sağladıkları borçsuz kulüp unvanlarını kaybediyorlar. Niye çünkü artık herkes borçsuz. Ligin gelirleri üzerinden kesilecek borç kesintisini nasıl bu kulüpten kesmeyecekler nasıl bir formül üretilecek göreceğiz.
Bütün bu sorunların bu projenin yöneticileri tarafından hakkaniyetli bir şekilde çözüleceğine inanmak istiyoruz. Ama öyle olmayacağını da biliyoruz.
Benim naçizane özellikle borçsuz, borcu az ve borcu çok ama varlığı zayıf kulüplere önerim hemen borçlanın bol bol borçlanın. Bakın Mourinho ile İbrahimoviç çok mutlu değil oradan başlayın hedefi yüksek koyun hemen başlayın transfere ocak dönemini boş geçirmeyin sonuçta alacağınız her yıldız hepsi Süper Lig A.Ş.’ye gelir olarak dönecektir. O yüzden kimse kızmayacaktır.
Ama borçlanırken şunu da unutmayın burası Türkiye çıkan düzenleme sizin borçlanmadan bir gün önceki borçları kapsar, milyonlarca borçla ortada kalırsınız. O zaman bana gelmeyin, aldığınız borçlardan bir de lobi bütçesi ayırın ki yapılacak düzenleme sizin borçları da kapsasın.
1
There are 0 comments